Yaşam

"Odanızda biri mi var?” – Sapanca’daki gizli kamera skandalı! Bizi ne kadar izliyorlar?

Gözünüzün Görmediği Gözler Var! Sapanca’daki gizli kamera skandalı, bir tatil kabusunun ötesinde distopik bir gerçeği ortaya çıkardı. Devletin bile denetleyemediği bu sistemler özel hayatı tehdit ediyor. Uzmanlar uyarıyor: “Panopticon başladı, kimse yalnız değil.”

Panopticon korkusu gerçeğe mi dönüşüyor?

Sapanca’da bir bungalovda ampul içine gizlenmiş gizli kameranın bulunmasıyla başlayan tartışmalar, sadece bir skandaldan ibaret değil. Toplumda büyük bir “gözetlenme” paranoyası doğarken, bu olay adeta Foucault’nun Panopticon teorisinin ete kemiğe bürünmüş hali oldu.

Gizli Gözetim Gerçek Oldu: E-Ticarette Her Bütçeye Kamera Var

Sakarya'nın Sapanca ilçesindeki turistik bir bungalovda, konaklayan müşterilerden birinin ampulden şüphelenip içinden kamera çıktığını fark etmesiyle Türkiye yeni bir “gözetleme skandalıyla” sarsıldı. Olay sonrası yapılan araştırmalar ise asıl dehşeti ortaya koydu: Türkiye’nin en büyük e-ticaret platformlarında, 300 TL’den başlayan fiyatlarla her türlü forma bürünmüş (priz, kalem, baca kapağı, ampul vs.) gizli kameralar satılıyor. HD ve 4K çözünürlükte çekim yapabilen bu cihazlar, ses kaydı özelliğiyle birlikte adeta birer “gizli gözetim silahı”.

Foucault Haklı mıydı? Panoptikon Gerçek Oldu

Fransız düşünür Michel Foucault’nun “Panoptikon” kavramı, 18. yüzyılda geliştirilen dairesel hapishane modeline dayansa da modern toplumun kontrol mekanizmalarını anlatmak için kullanılan bir metafora dönüşmüştü. Bu sistemde herkesin her an gözetlenebileceği düşüncesi, bireylerin kendilerini sürekli denetim altında hissederek otosansür uygulamasına yol açar.

Sapanca’daki olay, tam da bu teoriyi doğrular nitelikte. Artık insanlar sadece otel odasında değil, duşta, yatakta, çocuklarıyla baş başayken bile "Acaba izleniyor muyum?" endişesi taşıyor. Panoptikon’un metaforu, gündelik hayatın soğuk gerçeği oldu.

Uzmanlardan Uyarı: Yasal Boşluklar Gözetim Toplumunu Teşvik Ediyor

Bilişim ve yapay zekâ hukuku uzmanı Avukat Yaren Erdem, olayın sadece bir mahremiyet ihlali değil, sistemsel bir sorun olduğunu vurguladı:

“Kamera satışı serbest ancak kullanım amacı kontrolsüz. Yasal boşluklar, teknolojik gözetimi teşvik eder hale geldi. Özellikle günübirlik evler ve kreşlerde bu cihazların kullanıldığını biliyoruz.”

Tüketici Konfederasyonu Başkan Vekili Av. İbrahim Güllü ise mağdurların hem maddi hem manevi tazminat davası açabileceğini belirtti:

“Bu açıkça özel hayatın ihlali ve ayıplı hizmettir. Tüketici hakkını aramalı.”

Sektör Tedirgin: “Herkes Odasında Kamera Arıyor”

Sapanca’daki işletmelerden biri olan “Kadir’in Ağaç Evleri”nin kurucusu Kadir Kaya da yaşananlardan dolayı büyük bir üzüntü duyduklarını belirtti:

“İnsanlar farklı bir deneyim için bungalovları tercih ediyordu. Şimdi ise ilk işleri odada kamera aramak. Bu olay sektöre zarar verdi. Lütfen bu işi yapanlar hızla ayıklansın.”

Siber Güvenlik Uzmanı: “Alıcı Kimliği Doğrulanmalı”

Siber güvenlik uzmanı Muharrem Baki ise çözüm önerisi sundu:

“Bu cihazların satışı tamamen yasaklanmasa da, tıpkı reçeteli ilaçlar gibi izne tabi tutulabilir. En azından kimlik doğrulaması şart olmalı.”

Panoptikon Gölgesinde Bir Toplum

Sapanca’daki olay, yalnızca bir tesisin değil, bir toplumun nasıl kontrol korkusuyla yaşadığını gözler önüne serdi. Artık gözümüz, sadece bizi izleyene değil, bizi izleyebilecek herkese çevrilmiş durumda. Gözetim, bir istisna değil; norm haline geldi.