Sağlık

Karın ağrınızın nedeni bu olabilir:İrritabl Bağırsak Sendromu hakkında her şey

Ülkemizde ve dünya genelinde ortalama %10-20 civarında görülen huzursuz ya da hassas bağırsak sendromu olarak bilinen İBS, günlük hayat kalitesini ciddi anlamda etkileyen fonksiyonel bir bağırsak hastalığıdır. İçinde bulunduğumuz Nisan ayı “İBS Farkındalık Ayı” olarak kabul edilmiştir ve bu ay kapsamında çeşitli farkındalık çalışmaları yürütülmektedir. VM Medical Park Maltepe Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Mehmet Önder Ekmen’e, İBS ile ilgili merak edilenleri sorduk.

Her geçen gün daha fazla kişinin, açıklanamayan karın ağrıları, şişkinlik, ishal ya da kabızlık gibi şikâyetlerle hastanelerin gastroenteroloji polikliniklerine başvurduklarını belirten Doç. Dr. Ekmen, “Yapılan tüm tetkikler normal çıkıyor, organik bir hastalığa rastlanmıyor, ancak kişi günlük yaşamını olumsuz etkileyen bu belirtilerle baş başa kalıyor. İşte bu noktada, sıkça göz ardı edilen ama oldukça yaygın bir tablo devreye giriyor. O da İrritabl Bağırsak Sendromu (İBS)” dedi.

İrritabl Bağırsak Sendromu (İBS) Nedir?

Yapısal değil, işlevsel bir sindirim bozukluğu olduğunun altını çizen Ekmen, “İBS, bağırsakların yapısal olarak sağlıklı olmasına rağmen işlevlerini düzgün yerine getirememesiyle karakterize edilen bir sendromdur. Yani bağırsak yapısal olarak sağlamdır, ancak düzgün çalışmaz. Dünya genelinde erişkin nüfusun yaklaşık %10–15’ini etkilediği tahmin edilmesiyle birlikte çoğu zaman hastalar tanı konulmadan ya da yanlış tanılarla yıllarca İBS ile yaşamaya çalışırlar” dedi. Uzman Doktor, kadınlarda daha sık görülmesinin hormonlar ve stresle olan ilişkisinden kaynaklanabileceğini sözlerine ekledi.

Roma Kriterleri ve Dışkılama Yöntemiyle Teşhis

İBS tanısının, “Roma Kriterleri” adı verilen klinik gözlemlerle konulduğunu ifade eden Ekmen, en az üç ay devam eden, aralıklı karın ağrısı, dışkılama alışkanlıklarında değişiklik (ishal ya da kabızlık) ve dışkının şekil ya da sıklığında bozulma gibi belirtilerin İBS’yi düşündürdüğünü söyledi.

Tanı koyarken önemli bir konuya dikkat çeken Doç. Dr. Ekmen, benzer belirtilere yol açabilecek ciddi hastalıkların (örneğin; çölyak, inflamatuvar bağırsak hastalıkları, enfeksiyonlar, kanser) ekarte edildikten sonra İBS tanısı konulmasının daha yerinde olacağını vurguladı.

İBS Neden Olur?

Bu sorunun kesin bir yanıtı olmadığını söyleyen Doç. Dr. Ekmen,  “Yapılan çalışmalar, bağırsak-beyin ekseni üzerinde durmaktadır. Bağırsaklarımızda bulunan sinir hücreleri (enterik sinir sistemi), merkezi sinir sistemi ile sürekli iletişim halindedir. Bu iletişimde yaşanan bozulmalar, bağırsak hareketlerinde düzensizliklere, ağrı algısında artışa ve sindirim sistemiyle ilgili diğer semptomlara yol açabilir. Stres, kaygı bozuklukları, geçmiş travmalar ve yeme alışkanlıkları, İBS’nin gelişiminde etkili rol oynayabilir” dedi.

“Beslenme, yaşam tarzı ve psikolojik destek tedavide önemli!”

İBS tedavisinde kişiye özel bir tedavi planlanmasını ve genellikle yaşam tarzı değişiklikleri ile başlamanın doğru bir yaklaşım olduğunu söyleyen Ekmen, “Stres yönetimi, düzenli uyku, egzersiz ve dengeli beslenme, tedavinin temel taşlarıdır. Son yıllarda düşük FODMAP içerikli diyetler, İBS’li hastalarda belirgin rahatlama sağlamaktadır. Gerekli durumlarda probiyotik takviyeleri, antispazmodik ilaçlar ya da psikolojik destek de tedaviye eklenebilir” ifadelerinde bulundu.

Erken Tanı ve Bilinçli Yaklaşım Fark Yaratır

İBS’de erken tanı ve bilinçli bir yaklaşımla ilgili bilgilendirmelerine Doç. Dr. Ekmen şunları ekledi:

“İBS, hayati tehlike oluşturmayan ancak yaşam kalitesini ciddi şekilde düşüren bir sendromdur. Bu nedenle, şikayetleri ciddiye almak, uzman görüşü almak ve kişiye uygun bir tedavi planı oluşturmak büyük önem taşır”.

“Unutulmamalıdır ki, sağlıklı bir bağırsak sadece sindirim için değil, ruh sağlığı ve bağışıklık sistemi için de vazgeçilmezdir. Bağırsaklarımızla barışmak, bedenimizle barışmaktır”.