Artan mal fiyatları, küresel belirsizlik ve ekonomik dalgalanmalara rağmen, turizm sektöründe 2025 yılında dudak uçuklatan bir büyüme öngörülüyor. Sektörün bu yıl dünya ekonomisine katkısı tam 11,7 trilyon dolar olacak; bu, küresel gayri safi yurt içi hasılanın (GSYİH) yüzde 10,3’üne denk geliyor. Üstelik uluslararası seyahat harcamalarının 2,1 trilyon dolara ulaşarak 2019’un 1,9 trilyon dolarlık rekorunu geride bırakması bekleniyor.
Pandemi Sonrası Yükseliş: Seyahat Durdurulamıyor
Pandemi kısıtlamalarının ardından adeta küllerinden doğan seyahat sektörü, istikrarlı bir yükselişle dikkat çekiyor. Uzmanlar, bu büyümenin 2035’e kadar hız kesmeden devam edeceğini ve uluslararası harcamaların 2,9 trilyon dolara fırlayacağını tahmin ediyor. Dolaylı etkilerle birlikte turizm, 16 trilyon dolarlık bir dev haline gelerek dünya GSYİH’sının yüzde 11,5’ini domine edecek. Peki, bu nasıl mümkün oluyor?
Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (WTTC) ile Oxford Economics’in analizlerine göre, küresel ekonomik belirsizlik kısa vadeli bir engebeyken, turizm sektörü adeta bir kale gibi ayakta duruyor. WTTC CEO’su Julia Simpson, “Tarifeler, resesyon tehdidi, artan maliyetler… Hiçbiri insanların seyahat tutkusunu söndüremiyor. 2025’i rekorlarla kapatacağız!” derken bir parantez açıyor: Simpson, uzun vadede tarife savaşlarının tedarik zincirini nasıl etkileyeceğinin belirsiz olduğunu da ekliyor: “Şu an sadece izleyip bekleyeceğiz.”Avrupa ve Afrika’da Turizm Patlaması
WTTC verileri, Fransa ve İspanya’nın turizmde altın çağını yaşadığını gösteriyor. Asya-Pasifik ve Orta Doğu’da da sektör tam gaz ilerlerken, Afrika’da işler daha da çarpıcı: 2019 seviyelerini yüzde 17 aşan kıta, 225 milyar dolarlık dev bir katkı ile GSYİH’sının yüzde 8’ini turizmden sağlayacak. Bu rakamlar, sektörün dayanıklılığını gözler önüne seriyor.
Öte yandan, ticaret savaşlarının iki devi ABD ve Çin, turizmde kan kaybedebilir. Oxford Economics’in 3 Nisan tarihli raporuna göre, ABD’ye gelen yabancı turist sayısında yüzde 9,4’lük sert bir düşüş bekleniyor. Güçlü dolar, sınır politikalarındaki karmaşa ve Kanada ile Meksika gibi pazarlardaki ekonomik yavaşlama, bu gerilemenin başlıca sebepleri. Tarifelerden %104 oranında etkilenen Çin ise benzer bir baskı altında.
Turizm: Krizlerin Fatihi
Julia Simpson’a göre, turizm sektörü büyük savaşlar, pandemiler ve doğal afetlerden sonra bile her zaman en hızlı toparlanan alanlardan biri. “Bu sektör, insan ruhunun özgürlük arzusunu yansıtıyor,” diyor Simpson. Ancak, global tedarik zincirindeki olası aksamalar hâlâ bir soru işareti. Tarifelerin vuramadığı bu sektör, tüm zorluklara rağmen büyümeye devam ediyor. 2025’te rekorlar kırması beklenen turizm, önümüzdeki yıllarda küresel ekonominin lokomotifi olmaya aday.
