İngiltere’de yaşayan 30 yaşındaki Chloe Raisbeck’in hayatı, 2005 yılında okulda yediği bir şeftaliyle baştan sona değişti. O zamana kadar herhangi bir gıda alerjisi yaşamayan Chloe, bir ısırığın ardından ciddi bir alerjik reaksiyon geçirdi. Dudakları aniden şişti, boğazında dayanılmaz bir kaşıntı başladı. O günden sonra ise hiçbir meyveye ya da sebzeye el süremedi.
Yemek Korkuya Dönüştü
Geçirdiği alerjik şok sonrası, Chloe'nin hayatı bir mücadeleye dönüştü. Yanında sürekli bir adrenalin kalemi (EpiPen) taşımak zorunda kaldı. Yemek yemek onun için artık keyif değil, stres ve kaygının tetikleyicisi haline geldi. Hatta sevgilisinden yeşil sebze yedikten sonra mutlaka dişlerini fırçalamasını rica ediyor. “Her lokmada kötü bir şey olacak mı diye endişeleniyorum. Sürekli tetikte olmak çok yorucu.” diyor.
Gıda Yerine Takviyeler
Meyve ve sebze tüketemediği için Chloe, vücudunun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri takviyelerle karşılamaya çalışıyor. Her gün multivitamin almak zorunda kalıyor ve diyetini buna göre düzenliyor.
Umuda Açılan Küçük Bir Kapı
Yıllar süren mücadeleye rağmen Chloe bu yıl umut verici bir adım attı: İlk kez bir ahududu yedi ve herhangi bir reaksiyon yaşamadı. Bu küçük zafer onun için büyük bir moral kaynağı oldu. “Hayatım boyunca bu alerjiyle yaşamam gerektiğini biliyorum ama küçük adımlarla ilerliyorum. Belki zamanla başka yiyecekleri de tolere edebilirim.” diye umutla konuşuyor.
Tıbben Nadir Bir Durum
Uzmanlara göre Chloe’nin yaşadığı bu durum, “Ağız Alerji Sendromu” (Oral Allergy Syndrome - OAS) olarak biliniyor. Bu sendromda çiğ meyve ve sebzelerdeki bazı proteinler, özellikle polen alerjisi olan bireylerde bağışıklık sistemi tarafından yabancı madde olarak algılanıyor. Sonuç olarak hafif kaşıntıdan, hayatı tehdit eden ciddi alerjik reaksiyonlara kadar farklı şiddetlerde belirtiler ortaya çıkabiliyor.