ABD ve Batılı ülkelerin desteğiyle güç bulan YPG, son gelişmeler neticesinde ciddi bir güç kaybı yaşadı. Terörsüz Türkiye süreci ve PKK elebaşı Abdullah Öcalan’ın silah bırakma çağrısı, Suriye’deki dengeleri yeniden şekillendirirken, Suriye hükümetiyle YPG/SDG arasında imzalanan yeni anlaşma, Orta Doğu'nun geleceği açısından dönüm noktası olarak görülüyor.
Anlaşmada, tüm Suriyelilerin dini, etnik ve geleneksel kökenlerine bakılmaksızın liyakate dayalı temsil hakkına sahip olacağı ve siyasi süreçlere eşit katılımın garanti altına alınacağı vurgulanıyor. Özellikle Kürt toplumunun, Suriye devletinin asli bir parçası olarak tanınacağı, anayasal vatandaşlık hakları ve diğer tüm haklarının devlet güvencesi altında olacağı kararlaştırıldı. Buna ek olarak, Suriye’nin tüm topraklarında ateşkes ilan edilerek çatışmalara derhal son verileceği, kuzeydoğudaki sivil ve askeri kurumların – sınır kapıları, havaalanları, petrol kuyuları ve gaz sahaları da dahil – Suriye devlet yönetimine entegre edileceği ifade ediliyor.
Anlaşmanın metninde, Suriye toplumunun tüm unsurları arasında bölünme çağrılarına, nefret söylemine ve fitne çıkarma girişimlerine kesin bir duruş sergilendiği belirtiliyor. Yürütme komitelerinin, mutabakatın uygulanması için çalışmalarını sürdürerek, tüm adımların bu yıl sonundan önce tamamlanmasını hedefleyeceği de duyuruldu.
Yeni imzalanan anlaşmanın ardından, Suriye haritası adeta yeşile bürünürken, sınır ötesi yankılar da hissedilmeye başlandı. Terörsüz Türkiye süreci kapsamında yankı bulan gelişmeler ve Abdullah Öcalan’ın silah bırakma çağrısının etkisiyle, Suriye’de güç dengeleri yeniden belirlenirken, bölgedeki siyasi ve askeri yapılar da yeni bir döneme girecek. Bölgedeki aktörlerin ve uluslararası güçlerin yakından takip ettiği bu hamle, Suriye’de kalıcı barış ve istikrarın sağlanması yönünde atılmış bir adım niteliğinde.