İspanya’nın Malaga kentinde yaşanan trajedi, dijital güvenlik sistemlerinin insan hayatı üzerindeki etkisini yeniden gündeme getirdi. Üç çocuk annesi Lina, eski eşinin tehditleri üzerine ocak ayında polise giderek şikâyetçi oldu. Eski eşi, kadının evine kadar gelip elini kaldırmış, Lina'nın ciddi bir tehlike altında olduğunu açıkça ortaya koymuştu.
Ancak İspanya polisinin tehdit düzeyini belirlemek için kullandığı algoritma tabanlı sistem VioGen, Lina’nın riskini "orta" seviyede değerlendirdi. Bu nedenle, mahkeme Lina'nın talep ettiği uzaklaştırma kararını reddetti. Ne yazık ki Lina, sadece üç hafta sonra, eski eşi tarafından evinde öldürüldü.
Yangın sonrası dairede bulunan Lina’nın cansız bedeni, çocuklarının ve annesinin önünde trajik bir sonla çıkarıldı. Olayın ardından, 11 yaşındaki oğlu, babasının annesini öldürdüğünü ifade etti. Eski eş tutuklandı.
Bu olay, VioGen adlı dijital sistemin güvenilirliği ve karar mekanizmaları üzerindeki etkisini sert şekilde sorgulatıyor. Zira “orta risk” grubuna alınan Lina'nın dosyası, polis tarafından 30 gün içinde kontrol edilecekti. Ancak Lina bu denetimi göremeden hayatını kaybetti. Sistem tarafından "yüksek" riskli olarak sınıflandırılsaydı, bu kontrol bir hafta içinde yapılacaktı.
Sistemi savunan yetkililer, kararların sadece algoritmaya bağlı olmadığını, sorumluluğun tamamen katilde olduğunu vurgularken; eleştirmenler, insan hayatının soğuk bir yazılıma bırakılmasının sonuçlarına dikkat çekiyor. Lina'nın kuzeni Daniel ise, “Bu ölüm önlenebilirdi. Lina korkuyordu, yardım istedi ama sistem cevap vermedi” sözleriyle yaşananlara tepki gösterdi.
İspanya’daki bu acı olay, dijital değerlendirme sistemlerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor.