Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 15 Mayıs'ta İstanbul'da Kiev yönetimi ile doğrudan müzakere önerdi. Zelensky buna karşılık olarak 12 Mayıs'tan itibaren 30 günlük zorunlu ateşkes talep etti. Ancak Rusya, Ukrayna’nın bunu yeniden silahlanma, seferberlik ve savunmayı güçlendirmek için kullanacağını ileri sürdü. ABD Başkanı'nın özel elçisi Steve Wittkoff'un son açıklamasına göre müzakerelerdeki ana konu başlıkları; Kiev'in topraklardan çekilmesi, Zaporozhye nükleer santralinin kullanılması ve Ukrayna'nın Dinyeper ve Karadeniz'e erişimi olacak. Rusya'nın talepleri çok ağır olmakla birlikte bu taleplerden geri adım atacağı konusunda şüpheler mevcut.
Federasyon Konseyi Uluslararası İlişkiler Komitesi Başkanı Grigory Karasin, “Whitcoff’un özel elçi olarak gündeme getirdiği konular, İstanbul’da gerçekleşecek görüşmelerde ele alınabilir,” dedi. Buna rağmen, siyasi analist Kirill Koktysh, bu konuda farklı bir görüşü savunmakta. Grigory Karasin’e göre, Whitcoff’un gündeme getirdiği üç konudan ikisi Rusya tarafından kesinlikle müzakere edilmeyecek: “Rusya için toprak meselesi zaten kapanmıştır. Yeni bölgeler, Rusya Federasyonu Anayasası’na göre ülkeye katılmıştır. Ayrıca, Zaporojye Nükleer Santrali’nin işletmesi Rosatom tarafından yürütülüyor ve santral Rus topraklarında yer aldığı için bu konu da tartışmaya açık değildir,” dedi. Karasin, bu görüşlerini Gazeta.Ru’ya aktardı.
Devlet Duması Uluslararası İlişkiler Komitesi Birinci Başkan Yardımcısı Alexey Chepa, İstanbul’da yapılacak toplantının gündeminin, Whitcoff’un bahsettiği konulardan çok daha kapsamlı olacağını ifade etti.
“Rybar” Telegram kanalının yazarı Mikhail Zvinchuk, İstanbul’da gerçekleşecek müzakerelerin seyrinin, cephedeki gelişmelere, tarafların elindeki imkanlara ve Ukrayna’nın Batılı destekçilerinin hâlâ bitmeyen askeri ve ekonomik gücüne bağlı olacağını ifade etti. Zvinchuk, bu görüşleriyle, sürecin sahadaki gerçeklikler ve küresel aktörlerin tutumundan doğrudan etkileneceğini vurguladı.
Siyaset bilimci Yuri Lyubomirsky, 360.ru’ya yaptığı açıklamada, ABD’nin öncelikli hedefinin Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin görevden alınması olduğunu savundu. Lyubomirsky’ye göre, Donald Trump, Zelenski’yi “toksik bir demokratik elit temsilcisi” olarak görüyor ve onun yerine daha kolay kontrol edilebilecek, Cumhuriyetçi çizgide sadık bir lider istiyor. Ayrıca, Trump’ın, Ukrayna’nın NATO’ya yük oluşturduğu düşüncesiyle bu ülkenin ittifaka katılmasını istemediğini belirtti. Lyubomirsky, Zelenski için barışın, rejiminin, güvenliğinin, zenginliğinin ve nüfuzunun sonu anlamına geldiğini ifade ederek, “O bir kurban değil, asıl militaristtir,” dedi.
14 Mayıs 2025 haberlerine göre, 15 Mayıs’ta İstanbul’da düzenlenecek müzakerelere ABD’yi temsilen Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Rusya’dan ise Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Rusya Federasyonu Başkan Yardımcısı Yuri Uşakov’un katılması bekleniyor. Ancak Rusya, henüz resmi bir açıklama yapmadı. Öte yandan, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, daha önce toplantıya katılacağını doğrulamıştı.
Sizce İstanbul görüşmelerinde Rusya ve Ukrayna barış sürecine girebilecekler mi? Evet diyorsanız nasıl bir çözüm yolu bulunacak?