Pergamon Antik Kenti, yeni bir keşifle gündemde. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan
Bergama Çok Katmanlı Kültürel Peyzaj Alanı’nda sürdürülen kazı çalışmaları,
Roma dönemine ait "Mozaikli Ev" olarak adlandırılan yapı kompleksini gün ışığına çıkarıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen
“Geleceğe Miras Projesi” kapsamında kazı ve restorasyon çalışmaları yıl boyunca aralıksız devam ediyor.
Antik Dönemin İzleri Ortaya Çıkıyor
Kazı çalışmalarını yöneten
Manisa Celal Bayar Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yusuf Sezgin, kazıların
Eylül 2023’te başladığını ve geniş kapsamlı yürütüldüğünü belirtti.
Mozaikli Ev’in, Pergamon’da seçkin kişilere ait büyük bir konut kompleksi olduğunu ifade eden Sezgin, yapının
merkezi taş avlusu ve havuzuyla antik dönemin mimari zenginliklerinden biri olduğunu vurguladı.
Mozaikli Ev’in en dikkat çeken özelliklerinden biri, zeminde bulunan
renkli geometrik ve bitkisel motiflere sahip mozaikler. Yapının
MS 2. ve 3. yüzyıllarda inşa edildiği ve
Hristiyanlık döneminde de kullanılmaya devam ettiği düşünülüyor. Sezgin, kazılar sırasında
7. yüzyılda gerçekleşen Arap akınları sırasında büyük bir yangınla terk edildiğini gösteren izlere rastlandığını da ekledi.
Çatı kiremitleri ve yanmış seramikler, bu büyük yıkımın yangın nedeniyle gerçekleştiğine işaret ediyor.
Kraliyet Mührü ve Tarihi Belgeler
Pergamon’un
Helenistik dönemde bir krallık başkenti olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Sezgin, Mozaikli Ev kazılarında
kraliyete ait bir mührün gün yüzüne çıkarıldığını belirtti. Bulunan çatı kiremidi parçasında
“Bazilike” (krala ait) yazısının yer aldığını söyleyen Sezgin, bu tür mühürlerin
kraliyet aileleri için özel olarak inşa edilen yapılarda kullanıldığını ifade etti. Daha önce parçalar halinde bulunan mühürlü kiremitlerin,
bu kez eksiksiz bir şekilde ele geçirilmesi, kazının en önemli buluntularından biri olarak değerlendiriliyor.
Hüzünlü Bir Hikâye: Çocuk Mezar Taşı
Kazılar sırasında dikkat çeken bir diğer keşif ise,
Mozaikli Ev’in avlusundaki havuzda mezar taşı kullanıldığının tespit edilmesi oldu. Üzerinde
"Dünyanın en tatlı çocuğu" yazılı bir ifadenin yer aldığı taşın, antik dönemden kalma bir çocuk mezarına ait olduğu düşünülüyor. Prof. Dr. Sezgin,
mezar taşındaki figürlerde bir çocuğun, yanında köpeğiyle tavşan avına çıkmış şekilde betimlendiğini ve bu taşın büyük ihtimalle çocuğun annesi tarafından yaptırıldığını belirtti. Bu keşif, sadece arkeolojik açıdan değil, dönemin
sosyal ve duygusal yapısına dair de önemli ipuçları sunuyor.
Yeni Keşifler ve Müzeye Kazandırılan Eserler
Kazılar sırasında ayrıca,
Bizans dönemine ait mezarlar da bulundu. Türkler gelmeden önceki son
Bergamalı Bizanslılara ait olduğu değerlendirilen mezarlarda, birden fazla gömüye rastlanması, o dönemde yaşam koşullarının zor olduğuna işaret ediyor. Roma ve Bizans dönemlerine ait
mutfak eşyaları, savaş aletleri, takılar ve sikkeler gibi birçok eser de gün yüzüne çıkarıldı. Kazı ekibi, bulunan eserlerin
Bergama Müzesi'nde sergileneceğini belirtti.
Pergamon Antik Kenti'nde çalışmalar hız kesmeden devam ederken, projenin bir diğer ayağı olan
Dionysos Tapınağı’nda restorasyon çalışmaları ve
Asklepion ile Akropolis’te gece müzeciliği için aydınlatma projeleri yürütülüyor.