Ekrem İmamoğlu’na ve İBB'ye yönelik soruşturmalar devam ederken ikinci dalga operasyonları beraberinde geldi. Operasyon kapsamında tutuklu bulunan Murat Ongun’un eşi, İmamoğlu’nun özel kalem müdürü, İSKİ genel müdürü, imar müdürü ve İmamoğlu’nun güvenlik ekibinden bir kişi dahil 52 kişi gözaltına alındı.

Gözaltına alınan kişilerin emniyet ifadelerine ulaşan Gazeteci Murat Ağırel, bugünkü köşe yazısında emniyet ifadelerine yer vererek "Okudukça şaşırdım açıkçası. Türkiye tarihine geçen bir yolsuzluk soruşturmasının neticesinde gözaltına alınan kişiler ile ilgili sağlam deliller ve tespitler olmasını bekliyorsunuz ama nafile" dedi.

Ağırel, gözaltıların yaşanmasının ardından sosyal medyada kendini gazeteci gibi tanıtan kişilerin servis ettiği bilgilerle bir algı yaratılmaya çalıştığını belirterek, "Sonra operasyonlar ve akabinde yalan yanlışlarla dolu eğip bükülmüş bir tablo ortaya çıkıyor. Ne yazık ki ders almıyoruz" dedi.

Yazısında ifadelerden örnekler de veren Ağırel, şöyle aktardı:

"Mesela İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa’nın ifadesini okudum. Bir kişi tanıklık yapmış ve kendisinden rüşvet istendiğini iddia etmiş. Bakın, Şafak Başa kaymakamlık, Mülkiye başmüfettişliği gibi görevlerde bulundu ve altı yıldır da İSKİ Müdürlüğü yapıyor. Daha haftalar önce sorumlu olduğu müdürlük Mülkiye müfettişleri tarafından da denetlenmiş üstelik. Şimdi gözaltında ve ağır sağlık sorunları var. Kalp ameliyatı olacakmış bir hafta sonra ama şimdi gözaltında tutuluyor. İfadesini okudum. Olay, bir maden şirketi sahibinin, ruhsat almak için Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MAPEG) başvurmasıyla başlıyor. Şirket sahibi olumsuz yanıt alıyor.

Başvurusunu yineliyor, İSKİ’den de görüş almak istiyor. İSKİ yetkilileri resmi yazı ile MAPEG’e soruyor. Olumsuz yanıt alıyor ve kendileri de firmaya olumsuz yanıt veriyorlar. Bunun üzerine firma sahipleri İSKİ genel müdürü dahil bütün bürokratlara baskı yapmaya başlıyor. Mesajlar yazıyor. En son genel müdür ile tartışıyorlar. Tutanak tutuluyor. Valiliğe, bakanlığa durum bildiriliyor ve genel müdüre koruma tahsis ediliyor.

Sadece tartışan genel müdür değil, tüm İSKİ çalışanları tehdit ediliyor. İmamoğlu’nun akrabası olduğunu iddia eden bir firma yetkilisi devamlı olumlu yazı alabilmek için bürokratlara baskı yapıyor ve “Seni öldüreceğim” diye mesaj yazıyor. Bu gelişmelerden sonra İmamoğlu ve arkadaşları gözaltına alındı. Bu kişiler operasyonlar sonrası tekrar İSKİ genel müdürü ile görüşmek istiyor ancak müdür görüşmeyi kabul etmiyor. Bunun üzerine ne oluyor biliyor musunuz? Bu kişi, “Benden rüşvet istediler” diye savcılığa gidip suç duyurusunda bulunuyor ve bu ifade neticesinde İSKİ’deki onlarca bürokrat gözaltına alınıyor. Şaka değil bakın. Yasadışı bahisçi, uyuşturucu satıcısı ihbar eder, gazeteciler gözaltına alınır; tehdit eden, taciz eden kişi gider suç duyurusunda bulunur, ömrünü devlete hizmete vermiş kişiler şafak baskını ile gözaltına alınır. Akıl almaz bir süreç. Bir kişiyi daha anlatayım. Ekrem İmamoğlu’nun özel kalem müdürü Kadriye Kasapoğlu gözaltında.

İfade tutanağını okudum.

Bir kişiye ait araç yurtdışına çıkmış bu sorulmuş. Cevabında, “Araç bana ait değil bilmiyorum” demiş. Başka bir para transferi sorulmuş, “Açıklamada aldığım araç için ödenen rakam” diye belirtmiş.

İBB bürokratları ile arasındaki arama kayıtları sorulmuş kendisinin özel kalem müdürü olduğunu, işinin bu olduğunu beyan etmiş.

Bir yandaş medyanın üzerinde tepindiği, çok tartışılan, otelde kameralara bant çekilmesi ve valiz olayı var.

DEM Parti'den Bahçeli'ye yanıt! Koşulların sağlanması elzemdir
DEM Parti'den Bahçeli'ye yanıt! Koşulların sağlanması elzemdir
İçeriği Görüntüle

Bu görüntüler operasyon öncesinde servis edildi, günlerce ekranlarda döndürüldü. Kameraları bantlayan Ç.T. isimli güvenlik görevlisi gözaltına alınmış ve sorulmuş.

Kameraları bantlayanın kendisi olduğunu valizlerde de jammer olduğunu söylemiş.

Bunun nedeninin de daha önce İsmail Küçükkaya ile Ekrem İmamoğlu’nun gerçekleştireceği canlı yayın öncesi görüntülerin servis edilmesi ve Balıkçı Kahraman’daki görüntülerin servis edilmesinden sonra İmamoğlu koruma görevlilerinin aldığı rutin bir karar olduğunu anlatmış.

İfadeleri okumaya devam ediyorum.

Artık öyle bir noktaya geldik ki yargının namusu adına elle tutulur bir delil aramaya koyulduk.

Çünkü bu kadar su kaldırılan, milyarlarca liranın heba edildiği, insanları hürriyetlerinden mahrum bırakan operasyonların ciddi bir altyapısı olması gerektiği düşünüyoruz.

Fakat “Öyle deliller var, şöyle görüntüler çıkacak” diye asıp kesenlerin aksine İmamoğlu ve İBB çalışanlarını yargılayabilecek somut delil ve “makul şüphelere” bile ulaşılamadığını görüyoruz.

Olan memlekete oluyor, ona üzülüyorum.