VM Medical Park Maltepe Hastanesi, Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü’nden Prof Dr. Mehmet Reşid Önen, bel ağrısı yaşayan ve ameliyat seçeneğiyle karşı karşıya kalan birçok hastanın, çevresinden duyduğu olumsuz deneyimler nedeniyle cerrahi müdahalede kararsız kalındığına dikkat çekerek bu durumu şu sözlerle ifade etti: “Toplumda sıkça karşılaştığımız bir cümle var. ‘Komşum bel fıtığı ameliyatı oldu ama daha kötü oldu’. Bu ifade çoğu zaman bel fıtığı ameliyatları hakkında olumsuz bir algı yaratıyor. Ancak burada önemli bir yanlışı düzeltmek gerekiyor. Her bel ameliyatı, bel fıtığı ameliyatı değildir! Bel ve omurga cerrahisi oldukça geniş bir tedavi yelpazesine sahiptir. Ameliyat kararı; hastanın yaşı, radyolojik bulguları ve klinik semptomları doğrultusunda kişiye özel olarak alınır.”

Farklı Tanılar, Farklı Ameliyatlar

Hastaların bir kısmının gerçekten bel fıtığı nedeniyle ameliyat olduğunu, bazıların dar kanal (spinal stenoz), omurga tümörleri veya omurga kırıkları gibi bambaşka nedenlerle ameliyat edildiğini belirten Prof. Dr. Önen, bu kişilerin genellikle çevrelerine sadece ‘Belimden ameliyat oldum’ demeyi tercih ettiklerini, bu nedenle tüm vakaların bel fıtığı başlığı altında değerlendirilip yanlış genellemelerle olumsuz bir algı oluşturulduğunu ifade etti.

“Cerrahiden memnun olan hastalar daha sessizdir”

Başarılı bir ameliyat geçiren hastaların çoğu zaman sonuçtan memnun kalsa da, bu memnuniyetin paylaşılmadığının altını çizen Prof. Dr. Önen, “Unutulmamalıdır ki, cerrahiden fayda gören hasta memnuniyetini sessizce yaşar. Ancak olumsuz deneyim yaşayan bireyler, çevrelerinde bu durumu daha çok dillendirme eğilimindedir. Bu da algının çoğu zaman olumsuz yöne kaymasına neden olur.” dedi.

Ameliyat öncesi durumun genellikle unutulduğuna da değinen Prof. Dr. Önen, “ Bir diğer önemli nokta ise şudur: Hastalar, ameliyat öncesi yaşadıkları yoğun ağrı ve hareket kısıtlılığını unutur. Ameliyat sonrası kalan hafif ağrı ya da uyuşmayı büyük bir sorun gibi anlatabilir. Oysa ki çoğu hasta bize ameliyat öncesinde neredeyse yürüyemez durumda, sedyeyle başvurur. Hal böyle olunca sonuç yüz güldürse bile bu durum olumsuz bir deneyim gibi bir algı yaratılmasına neden oluyor.” dedi.

Sinir Hasarlarının İyileşmesi Zaman Alabilir

Bel fıtığı, sinirlere baskı yaptığı için bu sinirlerde zamanla hasar oluşabildiğini ve ameliyat sonrasında bu hasarın iyileşmesinin uzun zaman alabildiğini söyleyen Prof. Dr. Önen, fizik tedavi ve ilaçlarla bu sürecin desteklendiğini ve hastaların bu süreçte sabırlı olmasının büyük önem taşıdığını belirtti.

Prof. Dr. Önen, fıtık ameliyatı sonrası karşılaşılabilecek iki temel sorunu şu şekilde özetledi:

1.Omurgada Hareket Bozukluğu (İnstabilite):
Hareket bozukluğu olan omurgalarda cerrahi sonrası bel ağrısı başta olmak üzere hafif bacak ağrısı devam edebilir. Bu tür olguların iyileşmesi hem daha uzun sürer hem de fıtık tekrarlama riski daha yüksektir.

PCT nedir? PCT yüksek çıkması ne demek? PCT referans aralığı nedir? Pct kaç olursa tehlikeli?
PCT nedir? PCT yüksek çıkması ne demek? PCT referans aralığı nedir? Pct kaç olursa tehlikeli?
İçeriği Görüntüle

2.Fıtığın Tekrarlama Riski:
Klasik fıtık tekrarlama problemi ise özellikle bel omurgasında fıtık ameliyat gerçekleştirdiğimiz hastalarda diskin bir bölümüne müdahale etme şansımız var. Yani dışarı çıkmış olan kısmı çıkarmaktayız, aynı zamanda içerde kalan kısmı potansiyel çıkabilecek parçaları temizleme şansımız var. Özellikle vida koymadığımız hasta gruplarında o bölgede hareketlilik devam ettiği için fıtığın tekrarlama olasılığı her zaman vardır.

Prof. Dr. Önen, ani hareketler, uzun süre oturma, ağır kaldırma, dikkat edilmeden yapılan sportif faaliyetlerin fıtığın tekrarlanmasında hasta kaynaklı faktörler olduğunu; tüm fıtık dokusunun çıkarılamaması veya ameliyat sonrası dönemde doktorun uyarılarına uyulmamasının cerrahi kaynaklı diğer faktörler olduğunu sözlerine ekledi.

“Cerrahi kararda hekim rehberliği esastır!”

Bel fıtığı ameliyatı kararının, mutlaka uzman hekimin yönlendirmesiyle verilmesi gerektiğinin hayati öneme sahip olduğunu söyleyen Prof. Dr. Önen gerekirse birden fazla uzmandan görüş alınabileceğini belirtirken şu hususlara dikkat çekti:

“ Özellikle ilaçla düzelmeyen ve kuvvet kaybı gelişmiş vakalarda cerrahi kaçınılmazdır! Ağrı kesici enjeksiyonlar gibi algolojik yöntemler bazı hastalarda fayda sağlayabilir. Ancak cerrahi gerektiren bir hasta grubunda bu yöntemler fıtığın büyümesine ve durumun kötüleşmesine neden olabilir. Bu yüzden doğru hastaya, doğru zamanda en uygun müdahale yapılmalıdır!”

Kulaktan Dolma Bilgilerle Değil, Hekimle Karar Verilmeli

Çevreden duyulan ya da internetten edinilen bilgilerin hastaların kararının olumsuz yönde etkilenebileceğini belirten Prof. Dr. Önen son olarak şu uyarılarda bulundu: “Her bel ağrısı, bel fıtığı değildir. Her ameliyat da aynı değildir! Her hastanın durumu farklı olduğundan, benzer şikayetler yaşayan bir yakının ameliyat sonrası yaşadığı deneyime göre hareket etmek, tedavinin gecikmesine ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir! ‘Komşum ameliyat oldu ama iyileşmedi’ gibi söylemlerle hareket etmek, kişinin kendine vereceği en büyük zararlardan biri olabilir!”