Bir zamanlar sadece tarihi İpek Yolu’nun güzergâhı olan Azerbaycan, bugün artık Çin'in küresel ekonomik stratejisinde kilit bir oyuncu.
Çin'in 2013 yılında başlattığı “Bir Kuşak, Bir Yol” girişimi kapsamında, Azerbaycan, yeni dünya düzeninin lojistik merkezlerinden biri haline geldi.

Çin’in Avrupa’ya uzanan dev ticaret planı, güvenli limanlar ararken, jeopolitik risklerin artmasıyla Orta Koridorun önemi katlanarak arttı. Bu koridorun tam ortasında yer alan Azerbaycan, sadece yük taşıyan bir geçiş ülkesi değil, aynı zamanda stratejik bir karar noktası haline geldi.

Orta Koridor: Denizlerin alternatifi artık raylar ve yollar

Çin’den Avrupa’ya giden ticaretin %96’sı bugüne kadar deniz yoluyla yapılırken, Malay Boğazı, Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı gibi rotalarda korsan saldırıları, güvenlik açıkları ve gecikmeler artık sürdürülemez hale geldi.

Bu hız farkı, yatırımcıları ve dev lojistik firmaları Orta Koridor'a çekiyor. 2024 yılında 4,1 milyon ton yük taşınan bu hat üzerinden 2030’da 10 milyon ton hedefleniyor.

Bakü-Tiflis-Kars ve Zengezur projeleri sahnede

Çin ile Avrupa arasında köprü kuran:

Nitekim, Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Çin’e yaptığı son ziyaret, bu iş birliğinin stratejik düzeyini gözler önüne serdi. Ziyarette imzalanan “Bir Kuşak, Bir Yol Ortak Teşvik Planı” ile Çin, Orta Koridor’a olan bağlılığını resmileştirdi.

Jeopolitik değil, jeo-kritik konum

Çin ile Avrupa Birliği arasında 2023'te gerçekleşen 737,9 milyar dolarlık ticaret hacmi, bu hattın önemini pekiştiriyor. Artan üretim ve ihracat ihtiyacı, Çin’in Asya’dan Avrupa’ya açılan kapısı olarak Azerbaycan’ı öne çıkarıyor.

Dahası, Süveyş rotasında yaşanan korsan saldırıları, ticaret gemilerine yönelik artan tehditler, Azerbaycan güzergâhını sadece mantıklı değil, zorunlu kılıyor.

Sadece ekonomik değil, siyasi kazanç da sağlıyor

Uzmanlara göre, bu iş birliği yalnızca lojistik ya da ekonomik kazanç anlamına gelmiyor. Çin'in Avrupa ile bağlarını güvence altına alma arayışı, Azerbaycan’a siyasi manevra alanı da kazandırıyor. Böylece Bakü, yalnızca Çin’in değil, Asya'nın pek çok ülkesinin stratejik partneri konumuna yükseliyor.

“Bir Kuşak, Bir Yol” gibi yüzyıllık vizyonları olan bir projede merkez ülke olmak, Azerbaycan için sadece geçiş değil, geleceği inşa etme rolünü de beraberinde getiriyor.