Soral, bankanın sahiplik yapısı ve CHP’nin rolü hakkında net bilgiler sunarak konuya açıklık getirmeye çalıştı.
"Göz Altına Alınabilirsiniz"
Zafer Partili Bartu Soral'ın açıklamaları, Veryansın TV YouTube kanalında söz alan Erdem Atay'ın 'Turpun büyüğü İş Bankası olabilir' yorumlarına cevap niteliğinde oldu. Atay, İş Bankası'nda yolsuzluk iddiasında bulunarak 'kayyum atanabilir' cümlelerini sarf etmişti. "Yaptığım araştırmalara ve geçmişten bugüne yapılan konuşmalara göre turpun büyüğü İş Bankası olabilir," diyen Atay'ın iddialı cümleleri, Bartu Soral tarafından 'manipülasyon' olarak ele alındı. Perinçek’in eski yol arkadaşları olup sonradan yollarını ayıran iki ismin sosyal medya üzerinden birbirlerine ağır ithamlarda bulunmaları dikkat çekti.
Soral’ın açıklamalarına göre, İş Bankası’nın sahiplik yapısı sıkça tartışma konusu olsa da, durum sanıldığından daha açık. Bankanın ana hissedarları, iki emekli sandığı olarak faaliyet gösteren ve vakıf statüsünde olan kurumlardır. Ayrıca, İş Bankası halka açık bir şirket olup, hisseleri Borsa İstanbul’da işlem görmektedir. Bu nedenle, banka hakkında manipülatif söylemlerin hukuki sonuçlar doğurabileceğini vurgulayan Soral, “İş Bankası hakkında manipülasyon yapanlar bu sebeple göz altına alınabilir” dedi.
CHP’nin İş Bankası ile ilişkisine de değinen Soral, partinin bankada yönetim kurulu üyesi bulundurduğunu, ancak bu durumun Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetinden kaynaklandığını ifade etti. Soral, “CHP, Atatürk’ün hisselerinden dolayı yönetim kurulunda üye bulundurur fakat CHP temettü alamaz. Temettü payı Türk Tarih Kurumu’na ve Türk Dil Kurumu’na ödenir. Bu, Atatürk’ün vasiyetidir” diyerek, CHP’nin bankadan maddi bir kazanç elde etmediğini net bir şekilde ortaya koydu.
“Yolsuzluk Yapıldı Diyen Ak Parti Trolüdür”
Soral, bu bağlamda “'Vay İş Bankası’nda CHP tarafından yolsuzluk yapıldı' diyen varsa ya hayli bilgisiz ya da AK Parti'nin trolüdür.. “Bilginize…” diyerek sözlerini tamamlayan ekonomist, kamuoyunu doğru bilgilendirme çağrısında bulundu.
Bartu Soral’ın açıklamaları, bu uzun süredir devam eden tartışmalara yeni bir perspektif getirirken, İş Bankası’nın ekonomik gücü ve halka açık yapısı tartışılamayacak kadar geniş. Bankanın 2025 itibarıyla 500 milyar TL’yi aşan aktif büyüklüğü ve Türk ekonomisindeki önemli rolü, konunun sadece siyasi değil, aynı zamanda ekonomik boyutunu da gözler önüne seriyor.
İş Bankası’nın Yapısı ve Tarihçesi
Türkiye İş Bankası, 1924 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatlarıyla kurulan ve Cumhuriyetin ilk ulusal bankası olma özelliğini taşıyan bir kurumdur. Bankanın kuruluş sermayesinin bir kısmı Atatürk tarafından karşılanmış, kalan kısmı ise dönemin iş insanları ve bürokratlarının katkılarıyla tamamlanmıştır. Günümüzde bankanın hisse dağılımı, yaklaşık %40’lık bir payın İş Bankası Mensupları Munzam Sandık Vakfı’na, %28’lik kısmın Atatürk hisseleri olarak CHP tarafından temsil edildiği ve kalan %32’lik payın ise halka açık olduğu şeklinde oluşuyor. Atatürk’ün 1938 tarihli vasiyetnamesi gereği, bu hisselerden elde edilen temettü gelirleri Türk Dil Kurumu (TDK) ve Türk Tarih Kurumu’na (TTK) aktarılıyor.
Atatürk'ün Vasiyeti Hukuki Olarak Nerede?
İş Bankası hisseleri, yıllardır Türkiye’de siyasi tartışmaların odağında yer alıyor. Özellikle CHP’nin bankadaki rolü, zaman zaman hükümet tarafından gündeme getirilerek “hazineye devredilmesi” yönünde öneriler sunuluyor. Ancak bu öneriler, Atatürk’ün vasiyetnamesinin hukuki bağlayıcılığı ve miras hukuku çerçevesinde eleştirilere maruz kalıyor. Hukukçular, vasiyetin geçerliliğinin tartışılamayacağını ve herhangi bir devir işleminin ancak yasal zeminde mümkün olabileceğini belirtiyor.