Geçtiğimiz Şubat ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkemizde deprem riski nedeniyle dönüştürülmesi gereken konut sayısının 6 milyon 700 bin olduğunu söyledi. Ayrıca yılda 300 bin yeni konut inşası ile 5 yılda toplam 1 milyon 500 bin konutun dönüştürülmesinin  hedeflendiğini belirtti. Kanal İstanbul projesinin ise tek başına 500 bin konutluk bir kentsel dönüşüm projesi olduğu ifade edildi.

Papa Francis'in cenaze töreninde Melania Trump'tan müdahale: Kriz önlenmiş oldu!
Papa Francis'in cenaze töreninde Melania Trump'tan müdahale: Kriz önlenmiş oldu!
İçeriği Görüntüle
İstanbul’da riskli yapılar

2024’te yapılan bir habere göre; İstanbul genelinde bulunan 1 milyon 166 bin binanın büyük bir kısmı depreme karşı risk altında iken, özellikle 1980 öncesinde inşa edilen 255 bina yetersiz yapı standartları nedeniyle büyük risk taşıyor. İstanbul’da meydana gelebilecek 7.5 büyüklüğündeki bir deprem senaryosunda yaklaşık 250 bin binanın hasar alacağı tahmin edilmekte.

Uzmanından görüş ve uyarılar

Deprem Güçlendirme Derneği (DEGÜDER) Başkanı Sinan Türkkan, tahmini olarak Türkiye genelinde 6-7 milyon civarı riskli konut bulunduğunu belirterek, "Şiddetli bir depremde hasar alması beklenen bu konutların 5 milyonu güçlendirmeyle kurtarılabilir." dedi.

Bu konutların 600 bin adedinin İstanbul'da bulunduğunu kaydeden Türkkan, 150 bin konut için acil harekete geçilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Türkkan, deprem hazırlığı için gerekli süreci şu şekilde aktardı:

"Depreme karşı güçlendirme, tamamen bilimsel metotlarla ve uzun süren çalışmalar sonrası belirlenen en ideal yöntemlerle gerçekleştiriliyor. Riskli binayı tespit ederken öncelikle laboratuvar çalışması ve zemin etütleri yapılıyor. Ardından sırasıyla statik analiz, maliyet analizi ve uygunluk analizini çıkarıyoruz. Son olarak, yapılması gerekenleri tespit ediyoruz ve binanın güçlendirileceğine ya da dönüştürüleceğine karar veriyoruz. Yeni yapılmış bina da, güçlendirilmiş bina da depremde can güvenliğini sağlamak üzere projelendirilir."

“Uluslararası düzeyde bir deprem yönetmeliğimiz var”

Türkkan, Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan binaların bazılarında taşıyıcı kolonların tuzla buz olduğunu gördüklerini belirterek, şöyle konuştu:

"Deprem belki kader olabilir ancak binaların yıkılması ve çökmesi asla kader değildir. Bina, hasar görür ancak çökmemesi gerekir. Yıkılan binada un ufak olan kolonları görüyorum. Hatta bazılarının yeni olduğunu duyuyorum. Normalde bu şekilde yıkılması mümkün değil. Bunun nedeni yanlış zemin üzerine yanlış malzemeyle yapılan yanlış proje. Malzemenin kalitesizliğinden ve denetimin eksikliğinden kaynaklanıyor. Şu anda binaları yapı denetim firmaları ile belediyeler denetliyor."

Türkkan, yeni yapılan bir binanın yıkılmasının çok büyük bir ayıp olduğunun altını çizerek, "Ama dediğim gibi sebep denetim eksikliği ve kalitesiz malzeme. Yoksa şu anda uluslararası düzeyde bir deprem yönetmeliğimiz var. Orada herhangi bir sorun yok. Doğru zemin, doğru malzeme ve doğru sistem bir araya geldiğinde asla çökme olmaz." dedi.

"Kamu kurumları bürokratik engelleri kaldırmalı"

Türkkan, kamu kurumlarının bir an önce kendi iç tüzüklerini ve yönetmeliklerini düzeltip güçlendirmenin önündeki bürokratik engelleri kaldırması gerektiğine değinerek, şunları kaydetti:

"Ancak öyle olmuyor, farklı zorluklarla karşı karşıya kalıyoruz. Güçlendirme işlemlerinde de 'yıkıp yeniden yaparken gerekli tüm evraklar' isteniyor. Binadaki 'sağlamlık açısından problem teşkil etmeyen, yapısal olmayan' en ufak fiziki değişim bile sorun ediliyor. Bu engellerin hem güçlendirmede hem de dönüşümde ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu engellerin kaldırılması ve vatandaşın güçlendirmeye teşvik edilmesi gerekiyor."

ü

Muhabir: Yağmur SERTKAYA