Dünya

Türk ve İsrail jetlerinden tehlikeli yakınlaşma: Suriye'de yeni dönem mi başlıyor?

Suriye semalarında Türk ve İsrail savaş uçakları arasında yaşanan yakın temas, bölgedeki tansiyonu zirveye taşıdı. Bu yakınlaşma "Suriye'de yeni dönem mi başlıyor?" sorularını akla getirdi.

Suriye semalarında Türk ve İsrail savaş uçakları arasında yaşanan yakın temas, bölgedeki tansiyonu zirveye taşıdı. 2 Mayıs 2025 gecesi, İsrail’in Şam ve Hama’daki hedeflere düzenlediği hava saldırıları sırasında Türk F-16’ları, İsrail jetlerinin yolunu keserek elektronik harp sistemleriyle uyarı sinyalleri gönderdi. Türkiye’nin desteklediği grupların üslerinin de vurulduğu saldırılar sonrası, Türk jetlerinin Suriye hava sahasındaki devriye uçuşları, iki ülke arasında doğrudan bir çatışma riskini gündeme getirdi. İsrail’in, Türkiye’nin artan askeri varlığını “tehdit” olarak gördüğü belirtilirken, Ankara’nın sessizliği dikkat çekiyor. İşte bu tarihi gerginliğin detayları ve bölgesel etkileri!

İsrail’in Saldırıları ve Türk Jetlerinin Harekete Geçişi

İsrail Hava Kuvvetleri, 2 Mayıs 2025 gecesi Şam ve Hama çevresinde sekiz stratejik hedefe hava saldırısı düzenledi. Yerel kaynaklara göre, bu hedefler arasında Türkiye’nin desteklediği Sultan Murad ve Süleyman Şah tugaylarının üsleri de yer aldı. Saldırılar, İsrail’in Suriye’deki askeri altyapıyı ve İran bağlantılı grupları hedef alma stratejisinin bir parçası olarak değerlendirildi. Ancak, Türkiye’nin desteklediği grupların vurulması, Ankara’yı harekete geçirdi.

Aynı saatlerde, Türk F-16 savaş uçaklarının Suriye’nin kuzeyinde devriye uçuşlarına başladığı bildirildi. Türk jetleri, İsrail uçaklarının operasyon bölgesine yakın alanlarda uçarak, elektronik harp sistemleriyle uyarı sinyalleri gönderdi. İddialara göre, iki taraf arasında kısa süreli telsiz teması kuruldu, ancak her iki taraf da doğrudan çatışmadan kaçındı. Bu olay, Türk ve İsrail jetlerinin Suriye hava sahasında ilk kez bu kadar yakın bir temas kurması olarak kayıtlara geçti.

Gerginliğin Arka Planı: Türkiye’nin Suriye’deki Yeni Rolü

Olay, Türkiye’nin Suriye’deki yeni geçici yönetimle askeri iş birliğini güçlendirdiği bir döneme denk geldi. Ankara, T4 ve Hama hava üslerinde faaliyetlerini artırırken, bu üsler daha önce İsrail tarafından defalarca hedef alınmıştı. Türkiye’nin bu bölgelerde F-16’lar ve hava savunma sistemleri konuşlandırma planları, İsrail tarafından “operasyonel özgürlüğünü kısıtlayıcı” bir hamle olarak görülüyor. İsrail, Türk jetlerinin Suriye hava sahasındaki varlığını “ciddi bir risk” olarak nitelendiriyor.

İsrail’in, Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlığını engellemek için T4 ve Hama üslerini hedef aldığı biliniyor. Nisan 2025’te İsrail’in bu üslere düzenlediği saldırılar, Türk askeri ekiplerinin incelemelerinden kısa süre sonra gerçekleşmişti. Bu durum, iki ülke arasında dolaylı bir gerilimin fitilini ateşlemiş, 2 Mayıs’taki yakın temasla doruğa ulaşmıştı.

İsrail’den İkinci Filo Hamlesi ve Çatışma Uyarısı

Yerel kaynaklar, İsrail’in 2 Mayıs gecesi yaşanan gerginlik sonrası bölgeye ikinci bir savaş uçağı filosu gönderdiğini iddia etti. Toplam 14 İsrail jetinin Suriye hava sahasında devriye gezdiği belirtilirken, bu hamlenin Türkiye’ye bir “gözdağı” olduğu yorumlandı. Daha da çarpıcı olan, İsrail genelkurmayının ABD’deki Trump yönetimine, “Bir sonraki ‘ihlalde’ Türk jetlerinin hedef alınabileceği” yönünde bir uyarı ilettiği iddiası. Bu iddia, bölgede yeni bir cephe açılabileceği endişesini güçlendirdi.

Türkiye cephesinde ise resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak, Ankara’nın Suriye’deki geçici yönetimle yaptığı savunma anlaşmaları ve T4 üssüne S-400 hava savunma sistemleri konuşlandırma planları, İsrail’in tepkisini çekmeye devam ediyor. Uzmanlar, Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlığını güçlendirme çabasının, İsrail’in hava operasyonlarını sınırlayabileceğini ve bu durumun iki NATO müttefiki arasında dolaylı bir çatışma riskini artırabileceğini belirtiyor.

Bölgesel ve Küresel Yansımalar

Türk ve İsrail jetleri arasındaki bu yakın temas, Suriye’nin zaten karmaşık olan jeopolitik dengelerini daha da sarsabilir. Türkiye, Suriye’deki yeni yönetimle iş birliğini derinleştirirken, İsrail, İran destekli gruplar ve Türk varlığı gibi birden fazla tehdide karşı hava üstünlüğünü korumaya çalışıyor. ABD’nin bu gerilimdeki rolü ise kritik. Trump yönetiminin İsrail’e verdiği koşulsuz destek, Türkiye ile ilişkileri gerebilir. Öte yandan, Rusya’nın Suriye’deki etkisi ve Türkiye ile yakın ilişkileri, olası bir çatışmada Moskova’nın tutumunu merak konusu yapıyor.

Bölgedeki diğer aktörler de gelişmeleri yakından izliyor. Suriye’nin geçici yönetimi, Türkiye ile savunma anlaşmalarını güçlendirse de İsrail’in saldırıları karşısında sessiz kalmayı tercih ediyor. İran ise, İsrail’in Türkiye destekli grupları hedef almasını, bölgedeki nüfuzunu zayıflatma girişimi olarak değerlendiriyor.

Suriye Semalarında Yeni Bir Dönem mi Başlıyor?

Türk F-16’larının İsrail jetleriyle Suriye hava sahasında karşı karşıya gelmesi, bölgedeki güç mücadelesinde yeni bir sayfa açabilir. Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlığını güçlendirme çabaları, İsrail’in hava üstünlüğünü koruma stratejisiyle çakışıyor. Her iki tarafın da çatışmadan kaçınması, şimdilik bir felaketi önlemiş olsa da İsrail’in “bir sonraki ihlal” uyarısı, gerginliğin tırmanabileceğine işaret ediyor. Ankara’nın sessizliği ve İsrail’in sert tutumu, Suriye semalarında yeni bir cephenin açılma riskini artırıyor. Bölgedeki bu tarihi gerginlik, küresel güçlerin de dahil olacağı bir satranç oyununa dönüşebilir.