Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, "10 metreden itibaren 30 metrelere, 40 metrelere kadar müsilaj Marmara Denizi'ni istila etmiş durumda. Bunun deniz altında da büyük etkileri var. Bir kere oradaki canlıların yaşam alanlarının üzerine kapanıyor" dedi.

Tekirdağ Kıyılarında Artış

Tekirdağ'da dalgıç eğitmeni Ömer Gezgin tarafından görüntülenen müsilaj, gündeme bomba gibi düştü. Görüntüleri inceleyen Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, müsilajın varlığının son dönemde Tekirdağ kıyılarında arttığını söyleyerek, "Biliyorsunuz müsilajı oluşturan üç tane temel sebep vardı. Bunlardan bir tanesi, sıcaklık artışı ki son 50 yılda Marmara Denizi 2,5 santigrat derece bir artış yaşamıştı. Bunu daha önce de ifade etmiştik. İkincisi durağanlık, akıntının olmaması. Evet bu aylarda biraz akıntının düşük olduğunu doğal olarak bekleyebiliyoruz ama bu durağanlık da bir müsilaj sebebiydi. Daha da önemlisi kirlilik. Marmara Denizi'ne yapılan deşarjlar müsilaja sebebiyet veren etkenlerin başında geliyordu" diye konuştu.

Özgür Özel tüm programlarını iptal edip İstanbul'a geliyor
Özgür Özel tüm programlarını iptal edip İstanbul'a geliyor
İçeriği Görüntüle

'Oksijenin Üretilmesi Engelleniyor'

Prof. Dr. Tecer, müsilajın deniz derinliklerinde oldukça yoğun olduğunu belirterk, "Bu suları aslında Marmara Denizi'ne deşarj etme lüksümüz de yok bizim. Çünkü su fakiri bir ülkeyiz. Bunların bir şekilde geri kazanılarak tekrar işlemlerde kullanmamız gerekiyor. Deşarjla mücadele etmediğimiz sürece, Marmara Denizi'ne boşalttığımız her gün 8 milyon tonluk atık suyu ya da arıtılmış suyu bir şekliyle sonlandırmadığımız sürece müsilajdan kurtulma şansı ve ihtimalimiz de yok. Yüzeyde gözükmedi diye müsilaj kayboldu diye zannediyoruz, bu da büyük bir yanılgı. 10 metreden itibaren 30 metrelere, 40 metrelere kadar müsilaj Marmara Denizi'ni istila etmiş durumda. Bunun deniz altında da büyük etkileri var. Bir kere oradaki canlıların yaşam alanlarının üzerine kapanıyor. Oksijenin üretilmesi engelleniyor, gün ışığının geçmesi engelleniyor, fotosentezi azaltıyor. Muazzam derecede denizin içerisindeki ekosisteme zararlar veriyor" dedi.

Muhabir: Sevde NAMALAN