Ekonomi

Merkez Bankası’ndan 11.2 milyar dolarlık müdahale: Lira'yı korumak için rezervler eritildi

İmamoğlu’nun gözaltı krizi piyasaları sarstı, Merkez Bankası sert adım attı. Merkez Bankası'nın bilançosuna yansıyan bu müdahale, siyasi gerilimlerin ekonomi üzerindeki etkisini bir kez daha gözler önüne serdi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 19 Mart 2025 tarihinde döviz piyasalarına yaptığı müdahaleyle net döviz pozisyonunda 11,2 milyar dolarlık bir azalma yaşadı. Bu müdahale, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından Türk Lirası'nın %14,5'e varan değer kaybı yaşamasıyla aynı gün gerçekleşti.

Bankacılar, rezervlerdeki düşüşün yaklaşık 10 milyar dolarlık kısmının, liradaki ani düşüşleri bastırmak için yapılan döviz satışlarından kaynaklandığını belirtti. TCMB analitik bilanço verilerine göre, 19 Mart günü net döviz pozisyonunda 11 milyar 176 milyon dolarlık bir azalış kaydedildi.

İmamoğlu'nun gözaltına alınması, piyasalar tarafından siyasi belirsizliğin artışı olarak yorumlandı ve bu durum ekonomik göstergelere olumsuz yansıdı. TL, ABD Doları karşısında %14,5'e varan değer kaybı yaşarken, Borsa İstanbul (BIST) 100 endeksi %8,72 düşüşle 9.860 puana geriledi. Ayrıca, 2045 vadeli dolar cinsi devlet tahvili 1,6 sent değer kaybederek 80,9 sente düştü.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, piyasaların sağlıklı işlemesi için gerekli tüm adımların atıldığını belirterek, uygulanan ekonomik programın kararlılıkla sürdürüldüğünü ifade etti.

Enflasyonun Artacağı Tahmin Ediliyor

Bu gelişmelerin ardından, JPMorgan Türkiye için yıl sonu enflasyon tahminini %27,2'den %29,5'e yükseltti ve Mart ayı enflasyon beklentisini %2,3'ten %3,2'ye revize etti. Ayrıca, TCMB'nin Nisan ayından itibaren her toplantıda faiz oranlarını 150 baz puan düşüreceği ve yıl sonu faiz oranının %35 olacağı öngörüldü.

Uzmanlar, bu büyüklükteki döviz satışlarının sürdürülebilir olmadığını ve rezervlerdeki buharlaşmanın önümüzdeki günlerde yeni dalgalanmalara yol açabileceği uyarısında bulunuyor. Siyasi gerilimlerin devam etmesi halinde, enflasyon ve faiz oranlarının daha da artabileceği belirtiliyor.