Kazakistan hükümeti, Rusya'nın önde gelen siyasetçilerine karşı benzeri görülmemiş bir adım attı. Ülkenin egemenliğini küçümseyen, tarihini inkâr eden ve halkını aşağılayan açıklamalarda bulunan Rus siyasetçilere resmen giriş yasağı getirildi. Yasak listesinde yer alan isimlerin açıklamaları ise skandal boyutunda.
“Bir sonraki sorun Kazakistan olacak” diyen Tolstoy artık Kazakistan’a giremeyecek
Yasaklılar listesinin başında, Rusya Devlet Duması Başkan Yardımcısı Pyotr Tolstoy yer alıyor. Tolstoy, daha önce yaptığı bir açıklamada, Ukrayna’dan sonra Rusya için sıradaki hedefin Kazakistan olabileceğini dile getirmiş ve Almatı şehrini “Ruslar tarafından kurulan Verniy” olarak nitelendirmişti.
“Kazakistan diye bir yer yoktu” diyen Duma üyeleri de kara listede
Diğer dikkat çeken isimlerden biri, Duma Uluslararası İlişkiler Komisyonu Başkan Yardımcısı Vyaçeslav Nikonov. Nikonov, Kazakistan’ı doğrudan hedef alarak, “Bu topraklar Rusya'nın hediyesidir” ifadelerini kullanmıştı.
Yevgeniy Fyodorov ve Konstantin Zatulin de Kazakistan’ın devlet statüsünü sorgulayan ve ülkeye toprak tehdidinde bulunan açıklamaları nedeniyle listeye eklendi.
Rus tarihçi ve gazeteciler de “istenmeyen kişi”
Yalnızca siyasetçiler değil; aralarında Tina Kandelaki, Tigran Keosayan, Aleksandr Dugin ve Andrey Grozin gibi Rus gazeteciler ve akademisyenler de persona non grata (istenmeyen kişi) ilan edildi. Özellikle Dugin’in “Avrasyacı” görüşleri ve Grozin’in Kazakistan’a girmesine havalimanında izin verilmemesi dikkat çekti.
Kazakistan'dan net mesaj: “Egemenliğimiz pazarlık konusu değil”
Kazakistan hükümeti, bu kararlarla birlikte ülkenin egemenliği, toprak bütünlüğü ve tarihsel onuru konusunda tavizsiz bir tutum sergiledi. Bu karar, sadece Rusya'ya değil, tüm dünyaya verilen "Yeni Kazakistan" vizyonunun ciddiyeti olarak da yorumlandı.
Bu yalnızca Kazakistan’ın değil, Türk dünyasının meselesi
Bu gelişme, Türk devletleri arasında son yıllarda giderek yükselen ortak kimlik ve dil bilinci ile doğrudan ilişkili. Kazakistan’ın attığı bu adım, Türk dünyası coğrafyasında “büyük abilik” iddiasındaki ülkelere karşı duruş göstermesi açısından da sembolik önem taşıyor.