Ülkemizde ortalama emeklilik yaşı 48’e kadar geriledi. Bu durum Avrupa ülkelerinde 65 ila 70 arasında belirlenen emeklilik yaşlarıyla karşılaştırıldığında önemli bir farklılık ortaya koyuyor. Özellikle “Emeklilikte Yaşa Takılanlar” (EYT) kapsamında kadınların emeklilik yaşının 38’e inmesi, iş gücü piyasasında ve sosyal güvenlik sisteminde derin etkiler yaratıyor.
Avrupa’da dört çalışan, bir emeklinin maaşını finanse ederken, Türkiye’de bu oran 1,5 çalışana denk geliyor. Bu durum, ekonomik sürdürülebilirlik açısından ciddi sorunlara işaret ediyor. Ayrıca, yedi ilde çalışan nüfusun emekli sayısını aşması, demografik denge ve sosyal güvenlik sistemlerinin uzun vadeli sürdürülebilirliği konusunda alarm veren çıktılar gösteriyor.
Erken emeklilik uygulamalarının yaygınlaşması, yalnızca sosyal güvenlik maliyetlerini artırmakla kalmıyor; aynı zamanda genç nüfusun iş gücüne katılımını da olumsuz etkiliyor. Azalan aktif çalışan sayısı, emeklilik maaşlarının finanse edilmesinde daha fazla baskıya yol açarak, ülke ekonomisinde ciddi bir dengesizliğe neden oluyor.
