İsrail’in Gazze'yi yerle bir ettikten sonra Suriye’ye yönelik sistematik saldırıları, bölgedeki aktörlerin pozisyonlarının yeniden tanımlanmasına yol açarken, Türkiye'nin Suriye'deki kararlı duruşu Suriye denklemini daha da giriftli bir hale getiriyor. Öte yandan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ABD’den destek arayışı ve CIA Direktörü John Ratcliffe ile MOSSAD Direktörü David Barnea ile gerçekleştirdiği görüşme, gerilimin uluslararası boyuta taşındığını gözler önüne seriyor.
İsrail’in Suriye'de Hedefi Ne?
Fidan, İsrail’in Suriye stratejisini çarpıcı bir şekilde özetledi: “Suriye’de yeni gelen yönetime hiçbir şey bırakmama konusunda bir strateji belirlemiş durumda.” 8 Aralık’tan bu yana İsrail’in deniz üslerinden hava üslerine kadar Suriye’nin tüm altyapısını sistematik bir şekilde vurduğunu belirten Fidan, “Bize komşu olan bir ülkede bize de etkisi dokunacak, zararı dokunacak bir istikrarsızlık alanı çıkıyorsa biz buna seyirci kalamayız,” dedi. İsrail’in bu hamleleri, yeni Suriye yönetiminin ayakta kalma çabasını baltalarken, bölgedeki güç boşluğunu giderek daha büyük bir girdaba sürüklüyor. Fidan, İsrail'in Suriye'ye düzenlediği saldırılar sonucu herhangi bir Türk vatandaşının can kaybı yaşamadığını vurguladı.
Fidan, daha önce T4 ve Palmira üslerinin Suriye'nin yeni hükümeti tarafından Türkiye'ye tahsis edileceği iddialarına ise üstü kapalı yanıt verdi.
Türkiye’nin Suriye’de deklare edilmiş bir üssü veya asker sayısına dair resmi bir açıklama olmadığını vurgulayan Fidan, “Bizim deklare ettiğimiz bir üs yeri yok. Sayı da yok,” şeklinde konuştu.
Netanyahu ise bu akşam İsrail’de CIA ve MOSSAD direktörleriyle gerçekleştirdiği görüşmenin ardından, Türkiye’ye yönelik bir mesaj verdi: “Türkiye ile bir çatışma arayışında değiliz, ancak meşru müdafaa için gerekirse harekete geçmekten çekinmeyiz.” Daha önce de “Türkiye ile gerilim istemiyoruz, ancak kendimizi savunmamız gerekirse gereğini yaparız,” diyen Netanyahu’nun bu sözleri, İsrail’in Suriye’deki agresif tutumunu Türkiye’ye karşı bir koz olarak kullanma niyetini açıkça ortaya koyuyor.
Türkiye’nin Kararlı Tutumu: “Hazırız!”
Türkiye, yeni Suriye hükümetinin bağımsız bir ülke olarak kendi yolunu çizmesine duyduğu saygının yanı sıra, askeri iş birliği konusunda da istikrarlı bir tutum sergiliyor. Fidan, “Suriye bağımsız bir ülke olarak bizimle beraber askeri bir anlaşmaya girdiği zaman buna vereceğimiz tabii ki bir destek olayı varsa ona da girmeye biz hazırız,” diyerek Ankara’nın hem terörle mücadele hem de bölgesel istikrar için hazırlıklı olduğunu vurguladı. Türkiye'nin bölgedeki proaktif tutumu, sadece Suriye ile değil, bölge ülkeleriyle de iş birliği yaparak güvenlik ağını genişletme hedefini yansıtıyor.
Fidan, İsrail’in saldırıları sebebiyle yeni Suriye yönetiminin halihazırda IŞİD gibi bölgedeki tehditlerle başa çıkma kapasitesinin zayıfladığını da sözlerine ekledi. Türkiye’nin bu süreçte çatışma değil, istikrar arayışında olduğu mesajını vererek: “Askeri iş birliği ve terörle mücadele başta olmak üzere buna bir hazırlığımız var.” cümlelerini sarf etti. İsrail’in Suriye’yi istikrarsızlaştırma hamleleri, Türkiye’nin kararlı duruşu ve ABD’nin henüz netleşmemiş pozisyonu, Orta Doğu’yu yıllardır olduğu gibi yeniden geleceği muammalı bir konuma sokuyor, ancak Türkiye bu denklemde tam olarak bir 'oyun kurucu'...
"Netanyahu'ya Ayar Verilmesi Lazım"
Bölgedeki gerilim, yalnızca Türkiye ve İsrail arasında değil, ABD-İsrail ilişkilerinde de bir kırılma noktası yaratıyor. Fidan, ABD’nin Netanyahu’ya “bir ayar vermesi, bir çerçeve çizmesi” gerektiğini söyleyerek, İsrail’in ABD desteğiyle adeta tüm dünyaya meydan okumasını eleştirdi. Fidan, “Başka aktörün çıkıp ABD’ye onun desteğiyle meydan okuması, ABD ona ayar vereceğine, onun ABD’ye ayar vermesi; bölgesel savaşın da ötesinde, patron kim savaşı.” dedi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın ise bu denklemde nasıl bir rol oynayacağı merak konusu. Fidan, Trump’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a saygı duyduğunu ve ikilinin iyi ilişkiler sürdürdüğünü belirtti: “Trump, Cumhurbaşkanımıza saygı duyuyor lider olarak, iyi bir ilişkileri var.” dedi. Ancak Trump’ın kendisine “Bu da İsrail’in adamı çıktı,” dedirtmek istemeyeceğini vurgulayan Fidan, “Bu kadar dünyayı karşısına alan bir insan, herhalde Netanyahu’yla da hesaplaşmaktan kaçınmayacaktır,” diyerek Trump’ın İsrail’e sınırsız desteğini eleştirdi ve bunun kesilme ihtimaline işaret etti.
Türkiye Tehdidi Netanyahu'ya ABD'nin Kapısını Çaldırdı
Fidan'ın konuşma yaptığı dakikalarda Netanyahu’nun CIA ve MOSSAD yetkilileriyle görüşmesi, İsrail’in Suriye politikasını ABD ile koordine etme çabasını gözler önüne seriyor. Türkiye’nin Suriye’deki artan etkisi, İsrail’i rahatsız ederken, Netanyahu’nun Trump’tan diplomatik baskı talep ettiği iddiaları da kulislerde konuşuluyor. Ancak Trump’ın hem Türkiye hem de İsrail ile dengeli bir ilişki sürdürme arzusu, savaş suçlarıyla anılan Netanyahu’nun elini zayıflatmaya devam ediyor.