Bulgular, küçük bir azınlığın, ekstrem iklim değişikliğine gezegenin düşük gelirli yüzde 90'ının tamamından neredeyse yedi kat fazla katkıda bulunduğu anlamına geliyor.
Hakemli bilimsel dergi Nature Climate Change'de yayınlanan araştırma makalesinde 2019'dan bu yana "küresel nüfusun en zengin yüzde 10'unun, özel tüketim ve yatırımlar yoluyla küresel emisyonların neredeyse yarısını oluşturduğu, en fakir yüzde 50'nin ise emisyonların yalnızca 10'da birini teşkil ettiği" belirtildi.
Araştırmanın ortak yazarı, Uluslararası Uygulamalı Sistemler Analiz Enstitüsü'nden Carl-Friedrich Schleussner, "Eğer herkes küresel nüfusun en alttaki yüzde 50'si gibi emisyon salsaydı, dünya 1990'dan bu yana asgari düzeyde ek ısınmaya maruz kalırdı," dedi.
"Bu dengesizliği gidermek adil ve etkili iklim eylemi için hayati önem taşıyor."
Araştırmacılar kamusal ve özel yatırımların akışı ve küresel ticaret yoluyla oluşan emisyonları inceledi.
Makalenin Başyazarı Sarah Schöngart, "Çalışmamız, aşırı iklim etkilerini doğrudan yaşam tarzımıza ve yatırım tercihlerimize bağlayabileceğimizi ve bunun da sonuçta servete bağlı olduğunu gösteriyor," ifadelerini kullandı.
"Zengin emisyoncuların iklimi yönlendirmede önemli bir rol oynadığını bulduk, bu da emisyonlarının azaltılmasını hedefleyen iklim politikalarına güçlü bir ipucu sağlıyor."
